Giden gittiği gün bitse keşke...
Aslında her şey o günden sonra başlar her sabah uyandığınızda baktığınız ayna içtiğiniz sigara, ve yürüdüğünüz yol tat vermediğin de başlar.Sokak lambası eskisi kadar aydınlatmıyordur birlikte yürüdüğünü o yolu o tahta bank eskisi kadar rahat değildir. ve hayat asıl şimdi başlar çünkü her bitiş yeni bir başlangıçtır aslında aldığınız nefes ciğerlerinizi yakar...çünkü hayattır iyi bilir yakmayı ! 
İnsan birşeyleri kaybedince çevresini fark etmeye başlar aslında o sokak lambası her zaman ki gibi yanar , o bank her zamanki kadar rahatsızdır ama sizin yolunuzu aydınlatan ve yanınızı, yüreğinizi rahatlatan bir insanla anlam kazanır. Ve alışmaktır can yakan,ciğeri yakan oksijen değil aslında mesela birini kaybetmek değil onun yokluğuna alışmakla başlar ve hayat size ilk başta alışmayı sonra beklemeyi öğretir. oysaki beklemek yorucu...Sonra beklemeye o kadar alışırsınız ki Neşet Ertaş dinlerken öğrenirsiniz, çay demlenirken öğrenirsiniz ve sonra beklemeye de alışırsınız ve ilk başta alışmayı beklediğiniz gibi...
Bazı alışkanlıklar size ve çevrenizdekilere ciddi zararlar verir ve bu hayat denen paketin üzerinde yazmaz her nefesinizde sizi öldürür ve her seferinde bir bedel ödersiniz alışkanlıklarınıza bu yüzden sigara bekleyen ve alışan insan işidir kaderleri aynıdır birinin adı çıkmıştır sadece kötü alışkanlık demişken; alkolde dert gibidir biri şişe de durduğu gibi durmaz diğeri de kalp de durduğu gibi durmaz.İnsan aşk denilen eziyete yakalandı mı gönlündeki dert sarhoşu oldu mu kontrol edemez hareketlerini saçmalar bu yüzdendir ki dertli insanlar hep alkolle anılır. "Bir ufak" sorunlar alkolle çözülür yada çözüldüğü sanılır çünkü insan bulunduğu durumdan çıkıp bir saniye bile olsa derdini unutmak ister. Yada kendini kandırmak.
Aslında mutluluğun sırrı kendini kandırmakla başlar, kendine inanmakla devam eder ve insan kendi yalanlarına inandığı gün mutlu olur.



Bir yanda sen, bir yanda bütün edebiyat dünyası.
Seni sevmemden korkuyorlar, besbelli kiskaniyorlar.
Benden duymuş olma.
Bir yanda gözlerin, bir yanda deniz kuvvetleri.
Gözlerin kadar güzel deryalar ariyorlar.
Belli ki şaşkınlar.
Benden duymuş olma.

Bir yanda sesin, diğer yanda Neşet baba türküleri.
Seni yazmış her seferinde zannimca.
Benden duymuş olma.
Bir yanda sen, diğer yanda olamıyorum ben.
Senden yana tüm hayallerim.
Seni seviyorum demek var bağıra bağıra.
Ama benden duymuş olma....


Hayalleri seversin sevgili 
Yağmurlu olanlarını 
Seversin kurmayı  bin bir çeşit 
Yaşamayı seversin sadece onlarla
   
Sen hayali seversin sevgili 
Uçsuz bucaksız olmayı
Uçmayı seversin mesela 
Kuş olup uçmayı 
   
Güneşe  küsüp aya sarılmayı 
Aya küsüp dünyaya  sarılmayı 
Sadece  bir şeyi 
Sen hayali seversin sevgili 

Onlarla  büyüdün sen 
Onsuz  yaşayamazsın sen 
Sen hayali seversin sevgili
Sadece hayali...
  
Sen hayali seversin  sevgili
Sevmezsin öyle  gerçekleri 
Sonsuza dek yaşasın  istersin 
Hayallerinin gerçeklerini 
Çünkü  sen sadece 'O'nu seversin.

    Merhaba Sahidenbiri'nin Değerli Okurları ;        
Bugün sizlere okuduğum bölüm ve fakültem hakkındaki  yazıyı kaleme almak istedim.İletişim  Fakültemiz 2001 yılında kurulmuştur. Fakültemizin kuruluşu fakültemize adını veren Süleyman Çetinsaya tarafından gerçekleştirilmiştir. Fakültemizde üç bölüm bulunmaktadır. Bunlar Radyo TV ve Sinema, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Gazetecilik bölümleridir. Bölümlerimizin normal öğretimleri bulunmakla birlikte ikinci öğretimleride mevcuttur. Köklü bir üniversite olması nedeniyle hem üniversite genelinde hemde İletişim Fakültesi’ne tercih oldukça fazladır. Akademik kadrosuyla ileri düzeyde eğitim sağlanır. Bölüm hocalarımız öğrencileriyle derslerde ve boş vakitlerinde ilgilenir, bizlere her konuda yardımcı olarak öğrenimin ve gelişimin sadece derste olmadığını gösterirler. Derslerimiz sadece teorik ve kuramsal olarak geçmez, bize uygulama imkanı sunarak çalışma sahasında da kendimizi göstermemizi sağlar. Sağladığı bu imkanlarla öğrencilerin kendilerini Türkiye çapında birçok yarışmada göstermesini ve birçok ödül kazanmamıza yardımcı olmuştur. Bunun yanı sıra öğrencilerin çalışma hayatına hazırlıklı olması adına birçok birim mevcuttur. Bu birimler Kampüs TV, Gazete Kampüs, Erciyes Film Atölyesi, Hit Atölyesi, Reklam Atölyesi, Tasarım Ofisi, Ajans İletişim, Radyo Atölyesi, Kamuoyu Araştırma Grubu ,Üniversite FM  ve Dükkandır. Birimler tamamen öğrencilerin gelişimine yöneliktir. Bu sebeple öğrenciler birimleri her zaman ziyaret edebilir  ve zamanlarını burada değerli bir şekilde geçirebilirler. Fakültemiz sektörde çalışan ünlü isimleri öğreclilerle buluşturmuştur ve buluşturmaya da  devam edecektir. 2016 Aralık ayı içerisinde ilk önce oyunculuk sektöründen Murat Ünalmış ile öğrencilerin huzurunda oyunculuk üzerine bir sohbet gerçekleştirmiştir. Ardından ise emektar görüntü yönetmeni Uğur İçbak ile  ‘’Görüntü Yönetmenliği ve Dijital Sinema ‘’ üzerine söyleşi yapılmıştır. Üniversitemizi bu etkinlikleri için tebrik ederim ve devamını dilerim. Alanında kendini kanıtlamış ve kaliteli eğitimin adresi olan üniversitem ve fakültemi tercih edecek öğrenci arkadaşlarıma umarım yardımcı olacak nitelikte bir yazı olmuştur. Yazımı okuduğunuz için şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca Erciyes  Üniversitesi  rektörümüze ve İletişim Fakültesi  dekanımız ve akademik kadrosuna bize sundukları imkan ve eğitim için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.










                                                                 
Aşık adam edebiyat bilmez.
Aşık adamın imlası bozuktur.
Aşık adam virgülde soluk almadan sever.
Aşık adamın noktası yoktur bitiremez cümlelerini sonsuz sever.
Aşık adam düz adamdır.
İçinde bir şey gizleyemez parantez içlerini de okur onu okurken.
Aşık adam başlığı da büyük yazar onun ismini de onu sevdiğini de.
Belki dilekçe yazarken sağ üst köşeye tarihi sağ alta imza atmayı bilmez.
Arz talep rica etmeyi bilmez ama aşık adam bir şairden daha iyi bilir edebiyatı.
Belki edebiyat sınavına girse çakar!
Ama hiçbir şair bir aşık kadar güzel şiir yazamaz...



AMİN OLSAN AVUÇLARIMA


Morfinsiz çektiğim acılarımın
En canlı kanlı yerinde.
Can çekişirken rastladım gözlerine .
Saçların mı siyah yoksa benim göz rengim siyah da bana mı öyle geliyor.
Anlayamadım gitti...
Gittin de ne oldu sanki
Mezar taşlarım yerinden mi oynadı ya da
Ya da boşver , gitsin … Soğuk bir mevsimin en sıcak ellerinden pay biçtim sana Bilemezsin...
Ya bir bakış ol yüreğime , ya bir kış. Ama asla yalnızlığım olma.
Şimdi soruyorum sana ?
Dua'm olur musun ellerime ? Ya da olmasını istediğim bir dilek . Kula değil de Rabb'e kaldırsam ellerimi direk ? Amin olsan avuçlarıma, ardından öpüp de alnından koysam başıma...